140 karakterde laf anlatma sanatı Twitter daha 5 sene önce üstünde hepi topu 3 kişinin kafa yorduğu bir ‘fikir’den ibaretti. Bugün 300 milyonu aşkın kullanıcısı her gün 300 milyondan fazla mesaj yazıyor. Saniyede 9 bin mesaj!

Arama motorunda her gün 1 milyar 600 milyondan fazla arama yapıldığını düşünürsek bir süre önce dünya yatırım tarihinde 800 miyonluk bedelle tek kalemde en büyük yatırımı alan ‘ticari varlık’ olması pek de şaşırtıcı gelmiyor.

Benim de içinde (aşağıdaki resimde göreceğiniz gibi büyük bir iştahla) yer aldığım bu sosyal ağ geçtiğimiz gün yeni arayüzü ve hizmetleriyle hizmet vermeye başladı.

Twitter gördüğü ilginin ardından sürekli bir evrimin içinde. İlk dönemler kullanımın büyük bir kısmının ana site dışında gerçekleşiyordu. Twitter sadece basit mesajlaşma peşinde olduğundan ilk dönem arayüzü doksanlı yıllardan kalma izlenimi veriyordu. Ama kullanıcıların beklentisi hep arttığından bu boşluğu uzun süre (internetin genel eğilimine paralel olarak) harici uygulamalar üstlendi.

Twitter bu gidişe son vereceğinin ilk sinyalini 2010’da verdi. Kimsenin beklemediği bir kararlılıkla da yoluna devam etti. Bu arada çorbasına kaşık çalan bazılarını da nüfusuna aldı.

Dünyanın dijital sinir sistemi haline gelme sürecinde ikinci adım olarak web sitesine yöneldi. Kreatif Direktör Doug Bowman meşhur ‘altın oran‘ sihrini kullanarak yepyeni bir arayüz tasarladı. “Eskisi daha güzeldi” adlı geleneksel isyanın ardından hepimiz alıştık. Kullanılan yeni sistem yüzünden sayfa gösteriminde azalma yaşansa da dünyanın en popüler 9. sitesi olmasını bir şey engelleyemedi.

Yine, yeni, yeniden

Twitter bu hafta (şimdilik) son büyük güncellemesini yayına soktu.

http://www.youtube.com/watch?v=0qqDy5BmYKE

Detaylarını sitesinden de okuyabileceğiniz bu yeni sürümde en çok dikkat çeken ayrıntı sitenin akış bölümünün soldan sağa alınması ve içeriği yönetme konusunda çok daha derli toplu bir yapıya bürünmesi.

Eski sürümlerle karşılaştırınca farkları maddelere sığdırmak mümkün değil.

Kısa bir süre önce devreye alınan ‘activities‘ özelliğinin doğrudan sizinle ilgili olan kısmı ‘mention’ ile birlikte yukarıda yer alan @connect (@bağlan) menüsüne yerleştirilmiş. En çok konuşulan başlıkların yer aldığı ‘trending topic’ ise daha gelişmiş ve açıklayıcı bir formda #discover (#keşfet) menüsüne yerleşmiş (benim için bu bölümün önem ve anlamı Twitter’ın kendisinden daha büyük). Takip ettiklerinizin etkinlikleri ve diğer tavsiye linkleri de yine bu başlık altında yer alıyor.

Profil sayfanızda da artık daha etkili bir sunuş yapabiliyorsunuz.

Bütün bu yenilikler hatırı sayılır miktarda kullanıcının öncelikli tercihi olan (resmi) mobil uygulamalara da yansıdı elbette. (iPhone / Android)

Laklak güzel de, neye yarıyor?

Twitter eğlence, sohbet ya da bilgilenme amacıyla güzel ama yine çok sayıda marka için de bir pazarlama platformu. Hatta markalar adına bu temsil işini yürüten yerli yabancı yüzlerce; hatta binlerce şirket sosyal medya ajansı ve benzeri adlarla hizmet veriyor.

Şu ana kadar firmaların ya da harici uygulamaların takip etmeye çalıştığı bu iletişim artık Twitter’ın resmi (dolayısıyla en güvenilir) aracı Twitter Analytics ile ölçülebilecek. Şimdilik sadece deneme amaçlı marka sayfaları ve öncü kullanıcılara açık bu hizmeti ben de bir süredir kullanıyorum. (Ben Twitter’ın VIT yani Very Important Tweeter listesindeyim. Dolayısıyla bazı şeyleri öncelikli olarak test edebiliyorum)

Gayet sade bir arayüze sahip Analytics ile zaman çizelgesi üstünde yazdığınız bütün mesajların yansımalarını görebiliyorsunuz.

Kaç kişi takip etti, kaç kişi takibi bıraktı, retweet, mention sayısı gibi verileri hem genel anlamda hem de gönderi bazında sıralayabiliyorsunuz. Örneğin en çok retweet alan ya da favorilere eklenen mesajları sıralama gibi marka (ve kimi kullanıcıların) gayet hoşuna gidecek analiz seçenekleri mevcut.

Yeni Twitter aşağı yukarı böyle. Kullanarak diğer irili ufaklı ayrıntıları keşfedebilirsiniz.

Elbette sohbete beklerim 😉